ZADE’NİN HİKAYESİ

Helvacızade Şirketler Grubu, Hacı Tahir Efendi’nin 1888 yılında kurduğu helva imalathanesi ile faaliyetlerine başladı. Helvacızade, soyadı kanunu döneminde, Konya’nın en büyük helva üreticisi olmasından dolayı “Büyükhelvacıgil” soyadını aldı. Bugün 135 yılı geride bırakan Grup, üç şirketi ile, gıda, sağlık ve distribütörlük alanlarında Türkiye, ABD ve 85 ülkede faaliyet göstermektedir.

Zade-Logo-1-150x150

Helvacızade Şirketler Grubu’nun ilk kez 1991 yılında yüksek teknolojili, kaliteli ve uzun ömürlü yemeklik bitkisel yağ olarak üretmeye başladığı Zade Yağları, 30 yıldır dünyanın dört bir yanındaki sofralara lezzet, kalite ve sağlık taşımaktadır. 

Zade’nin Hikayesi 1980’li yıllarda başlar…

Üçüncü kuşağın da büyüyerek işe dahil olduğu dönemlerde Helvacızade Grubu helva üretimini sonlandırmış, gıda toptancılığında önemli bir konuma gelmiştir. Bir yandan Tahir Büyükhelvacıgil ve Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil sanayiye girmek istemektedir. Yaşanan bir olay bu isteğin ilk adımı olur.

Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil şöyle anlatır: 

“Gıda toptancılığı bayiliğini yaptığımız büyük bir gıda firmasına çek vermek istedim ve vadesi iki gün sonra idi. Firmanın yetkilisi, “Siz hep çekleri bir iki gün ileri tarihli veriyorsunuz ve sizle çalışmayı gözden geçireceğiz”, dedi. Kendisine ne dediğini anlamadığımı ve tekrar etmesini söyledim. O da aynını tekrarladı. 1978-80 arası piyasada margarin bulunamayan, bu firmadan bayilik almak için özel torpil gereken bir dönemdi. Öyle bir dönemde bana çıkış yapan firmanın elemanından düzeltmek üzere çekimizi geri istedim. Çeki aldım ve firma elemanına ‘Seninle çalışmak istemiyorum lütfen dükkânımı terk et’ dedim. Bu yaklaşım üzerine firmanın yetkilisi hemen bölge müdürünü aramış ve dükkândan çıkmasını isteyip çeki vermediğimi söylemiş. Bölge müdürü de bunun üzerine elemanına ‘Ben iki kardeşi çocukluklarından beri tanıyorum; asla böyle bir şey yapmazlar. Mutlaka sen bir şey yapmışsındır’ demiş. Eleman bana söylediklerini bölge müdürüne de tekrarlamış. Ankara Bölge Müdürü Duygu Bey yıldırım telefonla bizi aradı, (rahmetli oldu, mekânının cennet olmasını diliyorum) ve ‘Mevlütçüğüm, arkadaşımız yanlış bir hareket yapmış, çekin tarihini ne zaman istersen yaz ve ver. Elemanım gelip senden özür dileyecek’ dedi. Ben de bunun üzerine ‘Duygu ağabey ne olursun, birkaç hafta bana gözükmesin, çok kırgınım’ diye yanıt verdim. Telefonu kapattıktan birkaç saat sonra  bölge müdürü Ankara’dan Konya’ya geldi. Elemanını da getirdi ve özür dilediler. Bu nezaket üzerine firmaya çeki verdik; fakat bu olay beni derinden etkiledi ve üç ay uyuyamadım. Gece kalkıp kalkıp ağabeyime ve anneme devamlı ‘35 yıllık şirket deneyimimiz ve bir itibarımız var; fakat birkaç yıllık bir çalışan gelip bizle çalışmayı gözden geçirebiliyor. Ne olacak bu iş? Burada bir yanlışlık var!’ diyordum. Hizmet verdiğimiz birinin bizi gözden geçirme ihtimalini kabul edemiyordum. İşte kendi markalarımızın temelleri bu dönemde atıldı. Babam “Bir elemanın yaptığı cahilliği bu kadar dert etme” dese de ben kafama koymuştum, marka olacaktım. Konuyu anneme, babama ve ağabeyime açtım, marka olmak istediğimi söyledim. Bana ne yapacağımı sordular. Babam beni bir yıllığına İskoçya’ya göndermiş, ağabeyim de Almanya’da kalmıştı. Yurt dışında yaşamak ufkumuzu genişletmeye destek oldu. Babam ne yapmak istediğimizi sordu. Ağabeyim dünyada yükselen marketler zinciri trendinden hareketle Türkiye’de zincir mağaza açabileceğimizi söyledi. O dönem Türkiye’de sadece Ordu Pazarı ve Gima vardı. Ben ise üretim yapmak ve kendi markamızı çıkartmak istiyordum. Bunun üzerine annem üç tane kağıt dağıttı ve oy çokluğuna göre yatırım alanı belirlememizi söyledi. Annem bu şekilde kontrolü eline almış oldu. Oylamada babam “sanayi,” ben “sanayi,” ağabeyim ise “market” yazmıştı. Annem kağıtları açtı. İki sanayi ve bir market yazısı üzerine sanayi alanına girme kararı çıktığını söyledi. Annemin yönlendirmesiyle karar demokratik bir şekilde verildi”. 

Bu kararın çıkmasının ardından Mevlüt Büyükhelvacıgil’e araştırma görevi verilir. Konya’da en kolayı un fabrikası açmaktadır. Devlet Planlama Teşkilatından gelen öneriler arasında da madencilik, plastik masa ve sandalye, tükenmez kalem üretimi ve soya yağı üretimi yer almaktadır. Sosyal adalet anlayışı her zaman yüksek olan Helvacızade Grubu, düşük gelirli insanları da sağlıklı ve kaliteli ürüne ekonomik şekilde ulaştırabilme hedefiyle yemeklik bitkisel sıvı yağ üretmeye karar verir. 1989’da Zade Bitkisel Yağ Rafinasyon Tesisleri’nin temeli atılarak, 1991’de dünyanın en yeni teknolojisine sahip, en temiz ve modern tesisleri olarak üretime başlar.

Tahir Büyükhelvacıgil o günleri şöyle anlatır: 

“Biz inşaata devam ederken herkes bize ‘Konya’nın ortasında yağ fabrikası mı olur? Un fabrikası açsaydınız ya’ dedi. Fakat o dönemlerde biz yapılmamışı yapmak, toplumun bir eksiğini yüksek standartlarda gidermek istiyorduk. Bunu başarabilmek ve beklentileri boşa çıkartmamış olmak, bize büyük gurur veriyor. 1991’de Zade markalı ayçiçek yağıyla ilk üretimimizi gerçekleştirdik; fakat kentte kimsenin bu üretimden haberi olmadı. 6 Kasım sabahı ekibimizle sabah namazı kıldıktan sonra birlikte kahvaltı yaptık. Gün ağarmaya başlarken Konya Gıda Toptancıları Çarşısı’nda daha öncesinde farklı markaların yağlarını sattığımız müşterilerimizin kapısına kendi ürünümüzü indirdik. Tüm çarşının kaldırımları sarı ve yeşil Zade ambalajlarıyla bezendi. Dükkânlarını açmak için çarşıya gelen esnaf büyük bir şaşkınlık içinde ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Önceden hazırladığımız faturaları tek tek dükkânları dolaşarak müşterilerimize ilettik. Ticarette ailemizin verdiği güvenin yanı sıra Konya’dan çıkan bir marka olması nedeniyle Zade, Konyalı gençlerin malı olarak esnaf ve halk tarafından kısa sürede benimsendi ve sahiplenildi. Bir haftada 1344 ton mal satmıştık.”

Her zaman önce en kaliteli ürüne ulaşmayı amaçlayan Helvacızade Şirketler Grubu, bu tarihten itibaren kalite-sistem sertifikaları ile bugün en güçlü yanlarını oluşturan kalite kültürünü oluşturmaya ve Ar-Ge çalışmalarına başlar. Pek çok bilim insanı ve kurum ile elele yürütülen Ar-Ge çalışmaları, hem birlikteliğin artan gücünü gösterir hem de nar çekirdeğinden dünyada ilk kez yağ elde edilmesi gibi pek çok ilk’e imza atılmasını sağlar. 

Helvacızade Şirketler Grubu bugün, yemeklik bitkisel sıvı yağ alanında dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer alıyor. 16.000 m² kapalı alana sahip dolum ve paketleme ek tesisleri yatırımı kapsamında günlük kapasite üç kat artırılarak, 1200 tona çıkartılmıştır. 

Zade Yağları ürünleri arasında başta ayçiçek yağı  olmak üzere fındık yağı, mısır yağı, kanola yağı, soya yağı, yer fıstığı yağı bulunmaktadır. Zeytinyağı Zade ürün grupları arasında da özel bir önem taşımakta, Zade zeytinin memleketi olan Ege Bölgesi’nden özel olarak ürettiği zeytinyağı ürünleri ile dünya çapında fark yaratmaktadır. Zade’nin her biri birbirinden kıymetli zeytinyağı ürünleri arasında Zade Organic ve Naturel grupları tüm dünyadan büyük talep görmektedir. Ürünler arasında organik natürel sızma zeytinyağı ile birlikte kekik aromalı natürel sızma zeytinyağı, biberiye aromalı zeytinyağı gibi inovatif ürünler yer almaktadır. 

Daha detaylı bilgi için;

www.zade.com.tr