Zade Vital Markasının Hikayesi

Lonca dergisi olarak Konyalı iş insanlarının başarılarına odaklandığımız Mart sayısında Zade Vital markasının hikayesini ve yatırımlarını merak ediyoruz…

– Zade Vital markası, Helvacızade Grubu gibi büyük bir şirketin girişimi olarak kurulurken tereddütler yarattı mı? Bizim bilmediğimiz badireler atlattı mı? Hangi hedeflerle ve nasıl kuruldu? Kuruluşunda büyük bir fırsat yakaladı mı? Ne kadarlık bir yatırımla start verildi? Markanın hikayesinden bahseder misiniz..?

Helvacızade Grubu olarak tarihimiz 1888 yılına dayanıyor.  Köklü geçmişe sahip kurumsallamış bir aile şirketi olarak bugün, 3 üretim tesisi, 2 Ar-Ge merkezi ve 2 lojistik merkezimiz ile faaliyet gösteriyoruz.  Gıda ve distribütörlük hizmetleri alanında Zade Lojistik A.Ş. ile Helvacızade A.Ş., sağlık alanında Zade Vital A.Ş. ve uluslararası operasyonlarımızda ise 2017 yılında Şikago’da faaliyete geçirdiğimiz Zade Global Inc. şirketlerimizle sektörde emin adımlarla devam ediyoruz.  

Grubumuz Ar-Ge çalışmalarını odağına alarak 1994 yılından itibaren üniversite-sanayi işbirliklerini büyük bir önem vererek destekliyoruz.  2000’li yıllardan itibaren sağlık alanına yönelerek bitkisel sıvı yağ alanındaki uzmanlığımız ve yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmalarından elde ettiğimiz birikimi besin desteği olarak kullanılan yağlar üzerine yoğunlaştırdık. Amacımız; bu alanda doktorlar tarafından reçete edilebilecek ve eczacılar tarafından güvenle önerilebilecek ürünler geliştirmekti. Bu çalışmaların bir anlamda grubumuzun sosyal sorumluluk felsefesiyle doğduğunu vurgulamak isterim. Grup olarak bu yolculuğumuz, 2012 yılında Türkiye’nin ilk sağlıklı yaşam markamız Zade Vital’i hayata geçirmemizi sağladı. 

Gıda alanında Zade Bitkisel Yağ Rafinasyon Tesislerinde 400 ton/gün rafinasyon kapasitemizin yanı sıra yatırımı yeni tamamlanan ve sektör standartlarının çok üzerinde olan ve Zade Endüstri 4.0 teknolojileri ile donatılmış Dolum ve Paketleme tesislerimizde 400 ton/gün olan kapasitemizi 3 kat artırarak 1200 ton/gün kapasiteye yükselttik. 

Konya’da gerçekleştirdiğimiz 40 milyon Euro’luk Ar-Ge ve alt yapı yatırımızın ardından, Avrupa’nın en büyüğü olan Zade Vital İlaç Üretim Tesislerimizde ise yıllık 1 milyar yumuşak kapsül, 324 milyon sert kapsül, tüm sıvı-yarı katı formların üretimini GMP standartlarında gerçekleştirebiliyoruz.

Özellikle aile şirketlerinin kurumsallaşabilmeleri yani başarılarının sürdürülebilirliği için iyi yönetişim sistemlerinin uygulanması gerekliliğine inanan bir organizasyon yapımız bulunuyor. Kurumsallaşmayı “İyi Yapılanma – İyi Yönetim” olarak tanımlıyoruz. Bu süreçte tüm hak sahibinin çıkarlarının gözetildiği, nepotizmin önlendiği, nitelikli insan kaynağına yatırımın yapıldığı, aile gelecek planının yapıldığı, profesyonellerle uyum içinde bir yapıyı inşa etmeyi başardık. Kurumsal bir yapıda son sözü sadece biri değil kurum söylemelidir. Ancak birlik ve beraberlik ile çıkan sonuçlar keyifle faaliyete geçer, bereketli olur.

– Türkiye ve dünya ekonomik olarak zor zamanlar geçirse de büyük şirketler büyümeye devam ediyor. Zade Vital markası nasıl bir büyüme izliyor? 

Son zamanlarda sıkça konuşulan ekonomik konjonktürün tüm yavaş yavaş rayına oturması 2020 yılının daha aydınlatıcı olacağına dair sinyallerini vermeye başladı. Özellikle irili ya da ufaklı şirketler bu dönemde büyük işler düşüyor. Zade Vital kanadında rotamızı ağırlıklı olarak ihracata yönlendirdik. 

Bugün markamızın ürünlerini, ABD dahil olmak üzere 15 farklı ülkede buluşturuyoruz. Ayrıca potansiyel olarak gördüğümüz yurt dışı pazarlarına girmeye başladık. Bu anlamda uluslararası rekabet gücümüzü arttırmamız doğal olarak ekonomik istihdama da pozitif yönde bir katkı sağlıyor.  Helvacızade Grubu olarak  ülkemiz ve insanımız adına sorumluluğumuzu Ar-Ge ve inovasyona odaklanarak yerine getiriyoruz. 

– Yurt içi ve yurt dışında şirketin, üretim, istihdam, kapasite ve faaliyetlerinden bahseder misiniz?

Helvacızade Grubu olarak300 çalışanımıza istihdam sağlıyoruz.  Hatta şirketimizin eko sisteminde hizmet aldığımız ve verdiğimiz, uluslararası, ulusal ve yerel 20.000 şirket yer alıyor ve 10.000 kişiye dolaylı istihdam oluşturduğunu söyleyebilirim.  

Zade markalı yemeklik bitkisel sıvı yağ ürünlerimizi dünya genelinde 85 ülke ile buluşturuyoruz. Grubumuzun sağlık kanadı olan Zade Vital ürünlerimizi ABD dahil olmak üzere 15 farklı ülkede sunuyoruz. ABD başta olmak üzere Singapur, Katar, Hollanda, Yemen, Pakistan, Bosna & Hersek, Azerbaycan, Irak, Afganistan, İran bu ülkelerden sadece birkaçı…

– Yurt dışındaki atılımlarınızdan bahsedecek olursak, bugün hangi ülkelerde olmak sizin için önemli? Önümüzdeki dönemde hangi ülkelerde var olmak istiyorsunuz?

Şikago’da faaliyet gösteren şirketimiz Zade Global Inc ile beraber 2020 yılında ABD pazarına daha da fazla yayılacağımız bir yıl olacak. Bu pazarla buluşturacağımız ürün sayısını 200 farklı Türk bitkisine çıkartmayı planlıyoruz. Özellikle İngiltere bizim takip ettiğimiz ve çalışmalar yaptığımız önemli bir ülke… İngiltere’nin AB’de den çıkmasının ardından şuanda ticari vergilerle ilgili konuların belirlenmesi yakından takip ediyoruz. Bu yıl ürünlerimiz İspanya pazarına girdi. Bu anlamda Avrupa kıtasında daha da aktif olacağımız bir sene geçirmeyi planlıyoruz. 

Önümüzdeki süreçte katma değerli ürünlerimizi, İspanya, İngiltere, Kanada, Meksika ve Ortadoğu pazarlarında tüketicimizle buluşturmayı hedefliyoruz. 

– Amerika’da yaşamanız iş dünyasında daha kolay bağlantı kurmanızı sağlıyor olmalı. Yurt dışında konumlanmak, markanın gelişimi ve geleceği konusunda nasıl bir etki yaratıyor? 

Küresel ölçekte söz sahibi olacak ürünleri geliştirmenin temelinde küresel markalar geliştirmek ve bunun için de Ar-Ge ve inovasyona odaklanmak yatıyor. Ülkemizin toprakları ve bitki zenginliğimiz de bizlere küresel ölçekte ses getirebilecek ürünler için çok güzel kaynaklar sunuyor. Biz de topraklarımızda yetişen, yüzlerce yıldır sağlık ve güzellik için kullanılan bitki, meyve ve tohumları sağlık alanında Ar-Ge ile buluşturarak alanında dünyanın en zengin ürün çeşitliliğine sahip Cold Press besin destekleri haline dönüştürdük. Yüksek teknolojili üretim alt yapımızla tüm ürünlerimizi GMP standartlarında üreterek fark yaratıyoruz. Dünyadaki ihtiyaçları ve trendleri inceleyerek, Ar-Ge vizyonumuzla geliştirdiğimiz kişisel besin destekleri, vitaminler, mineraller ile uluslararası platformlarda büyük ses getirmeyi hedefliyoruz.

Dünya pazarlarında olabilmek çok önemli, çünkü çok büyük bir potansiyel bulunuyor. İnsanlar her geçen gün bilinçleniyor ve pek çok besin desteğini hayatının odak noktasına alıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde wellness trendi ile beraber insanlar yaşamlarına yatırım yapıyor.  Ülkemizde de bu trend hızla yayılmaya başladı. Özellikle bireyler, kişiselleştirilmiş doğal ürün reçetelerini uygulayarak bu akımı destekliyor. Bu pazarın rakamsal verileri ise inanılmaz bir boyutta… Global Wellness Enstitüsü’nün verilerine göre 20015-2017 yılları arasında global ekonomik büyüme oranı olan %3,6’nın iki katı, yani yıllık %6,4 oranında büyüme göstermiş durumda. 4,2 trilyon USD tutarında olan wellness harcamaları, tüm dünyanın sağlık harcamalarının neredeyse yarısını oluşturmuş (dünya sağlık harcamaları 7,3 trilyon USD). Wellness endüstrisi global ekonominin %5,3’ünü oluşturuyor.  Dünyada bulunan 320 bin bitki çeşidinden sadece 270 bin tanesini tanınıyor ve bu anlamda 70 bin bitkiden faydalanılıyor. Bu 70 bin bitkinin 3 bini besin kaynağı, 25 bin tanesi tedavi amaçlı, 5 bin tanesi endüstriyel amaçlı olarak günümüzde kullanılmakta… 

Yaklaşık 400 milyon nüfusa sahip ABD’de ise nüfusunun %77’si besin desteği tüketiyor. 46 milyar USD büyüklüğe sahip besin destekleri pazarı ABD’de her geçen yıl büyüyor. 56 farklı ürünün buluşturduğumuz ABD pazarında pek çok ürünü ilk kez ABD halkı ile buluşturduk. Dünyada wellness trendinin doğduğu bu ülkede olabilmek, pazarın yüksek standartlarına uyum sağlayabilmek tüm dünyada tanınmanıza büyük bir destek sağlıyor. 9 ay önce girdiğimiz ABD pazarında çalışmalarımızı hızla ilerletiyoruz. Amacımız bu kıtada Meksika ve Kanada pazarlarına da yakın gelecekte girebilmek.

– Markanın kuruluşunda bugünkü başarıyı yakalayacağını öngörmüş müydünüz?

Zade Vital tamamıyla sosyal sorumluluk felsefesiyle doğmuş yerli ve milli bir marka… 1888 yılından beri sektördeki tecrübelerimizi ve birikimlerimizi inovasyon ve AR-GE ışığında aktardığımız Türkiye’nin ilk sağlıklı yaşam markası olma özelliğini taşıyor. Eczacılarımızın, doktorlarımızın ve insanlarımızın destekleriyle bugünlere geldi. Başarılı olmamızın arkasında yatan en önemli nokta; sağlık gibi insan hayatı için önemli bir noktada “güven duygusu”nu inşa edebilmek. Gerek Helvacızade Grubu gerekse Zade Vital özelinde kurulduğumuz günden itibaren para kazanmayı değil, iyi ve kaliteli ürün geliştirmeyi ve sunmayı hedefledik. Başarı da bu özenli çabalarımızın ve yatırımlarımızın doğal bir sonucu olarak gelişti. En büyük mutluluğumuz insanların sağlıklı yaşamlarına katkı sağlayabilmek.

– Konya bugün 180 ülkeye ihracat yapan bir kent haline geldi. Yanı sıra bugün Türkiye’nin en başarılı iş insanları arasında dikkat çekici oranda Konyalı var. Dahası hem Helvacızade hem de Zade Vital markası, Konya’nın bereketli topraklarından besleniyor. Konyalı bir aile olarak Konya’nın başarınızda nasıl bir rolü olduğunu düşünüyorsunuz? Yanı sıra Konya’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Bu şehrin sakinleri olarak biz de kendimizi daha şanslı hissederek Hz. Mevlana’nın bereketinden fayda görüp, öğütleriyle çalışmaya ve üretmeye devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her çalışmada Hz. Mevlana’nın şu sözü bize rehber oluyor..  “Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki dünyanın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne, bilmemeli…” Sadece gözün gördüğünü değil, ötelerin de ötesine bakmamız bugün gıda ve sağlık alanında Türkiye’ye ve dünyaya rol model olabilecek bir yapıyı inşa etmemize olanak sağladı.

45.000 KOBİ’nin bulunduğu Konya sanayinin pek çok alanında Türkiye birincisi konumunda. Tahıl, un, tuz ve şeker üretimi, alüminyum madeninin yanı sıra makine, otomotiv yan sanayi, ana metal, tarım alet ve makineleri, savunma sanayii, gıda, ayakkabıcılık, araç üstü ekipmanları gibi geniş bir spektrumda gelişmeye devam etmektedir.Bizler de Zade Vital ile Türkiye’nin ilk sağlıklı yaşam markası Zade Vital’i Konya topraklarında geliştirmenin gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. 

Konya’daki gözlemimiz tüm sektörlerde Ar-Ge alt yapısına ve kaliteli üretime önem verilmesidir. Bunun da daha önce de söylediğim gibi her geçen gün dünyada fark’ı oluşturacak ürünlere ve hizmetlere dönüşmesi Konya’nın potansiyelini daha da önemli kılacaktır. 2018 yılında 1,8 milyar USD ihracat yapan Konya’nın bu rakamı her geçen gün artırmasını ve Helvacızade Grubu olarak da buna büyük katkı sağlamayı hedefliyoruz.

– Haksız rekabet ve merdiven altı üretimin, Konya sanayisine büyük zarar verdiği düşünülüyor. Konya sanayisinin bugünkü durumu konusunda ne düşünüyorsunuz?

Haksız rekabet ve merdiven altı üretimi Konya’ya olduğu gibi tüm ülkemize ve en önemlisi insanlarımıza zarar vermektedir. Ülkemizde ve tüm dünyada söz sahibi olacak markalar geliştirmeyi hedefliyorsak, doğru ve kaliteli ürün üretimi birincil gerekliliktir. Bu konuda Şirketimizin Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı olarak yürüttüğü çalışmalarla yemeklik bitkisel sıvı yağ alanındaki tağşişi önlemek üzere çalışmaktadır. Zade Vital markamız da  besin destekleri alanında insan sağlığına zarar verebilecek ürünlere karşın doğru elde edilmiş bitkilerden doğru üretilmiş ürünler geliştirmek hedefiyle doğdu.

Konya sanayisinin itibarını ve ticaret hacmini düşürebilecek merdiven altı üretime karşı proaktif davranarak, sektörlerle işbirliği içinde gelişim yolları geliştiren Konya Sanayi Odası’na çok teşekkür ediyoruz.

kso.org.tr