X,Y ve Z KUŞAĞINI ANLAMAK

Aile Şirketleri ve
Profesyonellerin Yeni Pusulası

Aile Şirketlerini geleceğe başarıyla taşımak isteyen aile üyeleri ve
yüksek sayıda çalışan istihdam eden şirketlerin yöneticileri için kuşaklar arası farklılıklar ve iş hayatına yansımaları.

mevlüt bey

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN

NE DEDİLER?

“Bu titiz çalışmanın, hazinemiz olan aile şirketlerinin daha uzun ömürlü olmasına katkı sağlayacağına inanıyorum.”

Rifat Hisarciklioğlu
TOBB Başkanı

 

“Kıymetli kardeşim Mevlüt’ün 2011’de yayınlanan “Aileden Kuruma Aile Anayasası” kitabı için kaleme aldığım yazımda, bir aile şirketi olarak, Mevlüt’le sırt sırta vererek işlerimizi nasıl büyüttüğümüzü ve o günlere nasıl büyüyerek geldiğimizi anlatmıştım. Şimdi de Mevlüt’ün aile şirketlerinin gelecekte de varlığı için kritik bir öneme sahip kuşaklar konulu kitabı için yazmanın mutluluğunu yaşıyorum. Aramıza katılarak bizlere büyük mutluluk veren aile üyelerinin şirketlerimizi geleceğe taşımalarındaki temel kriterin onları anlamanın olduğunu vurgulayan bu kitabın kendi şirketimizin yanı sıra Türkiye’deki ve dünyadaki tüm aile şirketlerine yol göstermesini temenni ediyorum. Mevlüt’ün baby boomer kuşağının niteliklerinde yer alan tüm özelliklerini taşıdığının en yakın şahidiyim. Mevlüt vizyoner ve ileri görüşlüdür. Hedefini belirler ve bu hedefe kilitlenir. Bu hedef de her zaman fark yaratır, dokunduğu insanların hayatına değer katar.”

Tahir Büyükhelvacıgil
Helvacızade Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı

 

“2000’li yıllara KOBİ’lerin itici gücüyle girerek istikrarlı büyüme kaydeden Türkiye ekonomisinin 2023 hedeflerine erişmesinde en büyük destekçisi olacağına inandığım kurumsallaşmış ve nitelikli eğitim almış yeni kuşakların yönetiminde büyüyen aile işletmelerine ışık tutması umuduyla.”

İzzeddin Çalışlar
Editör, Yazar, Eğitimci

 

“Unutmayalım, Y ve Z kuşaklarından ciddi bir yetenek havuzu oluşturabilmek, onları kazanmak dönüşen dünyanın bir parçası olabilmek için ciddi bir adım atmak anlamına geliyor. Y kuşağının iş dünyasında orta kademeden üst kademeye yükselişi hızlanıyor. Tüketici olarak da böyle. Bu kuşakların tüketici olarak yaklaşımları, eğilimleri, markaya sadakat seviyelerini ölçebilecek, tepki verebilecek ve şirketin dümenini uygun rotaya kıracak stratejileri oluşturmak gerekiyor. Bu stratejilerin oluşmasında en büyük payın da yeni kuşakların olacağını unutmamak gerekiyor.”

Talat Yeşiloğlu
Fast Company Türkiye Yayın Yönetmeni

 

“Kuşaklar kurum olarak yakinen takip ettiğimiz bir konu. Kuşak farklılıklarından kaynaklanan bakış açısışı, görüş farklılıklarını gelişim ve değişimin bir parçası olarak görüyoruz. Aslına bakarsanız, bunun olmamasını sağlıksız buluyoruz. Bazen o günün şartlarında uygulanabilmesi uzak görüşler olsa dahi yeni kuşak aile üyelerini dinleyerek ön yargısız onları anlamaya çalışıyoruz.”

Aydın Öğücü
Lila Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Marmara Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanı

 

“Farklı kuşakların şirkette bir arada uyum içinde var olması için daha gençken belirli sürelerle iş ortamında bulunmalarını sağlamanın aile üyelerine, onların işteki karakterine aşina olabilmelerini kolaylaştırdığını düşünüyorum. Kuşaklararası farklar konusunda ne kadar bilinçli olursak o kadar uyum içinde çalışabiliriz.”

Başak Çilingir Kurtoğlu
Çilingiroğlu Kundura San ve Tic A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
TAİDER-Aile İşletmeleri Derneği İstanbul Temsilcisi

 

“Özellikle Z kuşağının bağımsız ve bireysel bir kuşak olması nedeniyle bu kuşağa bağlı yeteneklerin şirkete çekilmesi ve işe alım sonrasında şirkete bağlılığın sağlanması en önemli konu başlıkları arasında gelmektedir. Bu bağlamda, Z kuşağının etkilendiği popüler kültür, teknolojik faktörler, eğitim anlayışları, satın alma trendleri, popüler ikonlar hem pazarlama hem insan kaynakları anlamında incelenmektedir. İnsan kaynaklarında, mülakatlar, eğitimler ve sosyal aktiviteler Z kuşağının içinde bulunduğu bu faktörler çerçevesinde tasarlanmaktadır. Örneğin mülakatlar, soru-cevap şeklinden çok etkileşimli ve interaktif bir atmosferde vaka çalışmalarıyla yapılmaktadır. Z kuşağına yönelik eğitimler, görsel, işitsel, mantıksal ve sözel hafızaya hitap edecek şekilde katılımcı odaklı dizayn edilmektedir. Aynı zamanda, öneri olarak yukarıda bahsedilen geleneksel eğitimin yanında tersine mentorluk programı insan kaynakları yönetiminin gelecek yılki hedefleri arasında yer almaktadır.”

Mahmut Nedim Durukan
Durukan Şekerleme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

 

“Endüstri 4.0 üzerine sayısız seminer ve toplantıların düzenlendiği günümüz iş dünyasının ve aile işletmelerinin, teknolojik altyapılarını sağlamlaştırmanın yanında insanı geliştirmenin önemi üzerinde de ciddi anlamda çalışmalar yapması gerektiği gerçeğini unutmaması gerekir. En nihayetinde tüm bu teknolojik süreçleri yönetecek, stratejik kararları verecek ve ilişkileri her platformda kurum adına gerçekleştirecek mekanizmaların merkezinde insan her zaman yerini alacaktır.”

Mustafa Bayındır
TE-TA Teknik Tarım Ltd. Şti.

 

“Z kuşağı çalışanların sahip olduğu teknolojik kullanım yeteneği ve bilgi birikiminin farkındayız. Z kuşağının beklentilerine baktığımızda fırsat eşitliği, şeffaflık, takdir edilme, kendini özgürce ifade edebildiği ve hiyerarşiden uzak bir işyeri olduğunu görüyoruz. Hızlı öğrenen ve gelişim gösteren kişilerden oluşan Z kuşağı, teknolojinin içine doğduğu için tüm gelişmelerle de yakından ilgili. Bu sebeple Z kuşağı istihdam edecek işletmelerin de yeniliğe açık olması ve iş süreçlerini yaratıcı hale getirmesi şart. Biz de şirket olarak Z kuşağını çok iyi tanımaya çalışıyor ve özelliklerini şirket içinde nasıl kullanabileceğimizi araştırıyoruz. Karşınızdakinin bildiğiniz her şeye nasıl ulaşacağını bildiğini hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerek. Z kuşağı için herhangi bir sorun görünmüyor bizim için. Z kuşağının gelecekteki temsilcileri olan üniversiteli ve liseli uzun dönem stajyerler için görev yapacakları departmanlarda rotasyonlu bir eğitim süreci uygulanabilir. Sosyal medya kullanımı, dijitali anlamak, yeni müşteri alışkanlıkları, tasarım trend’leri ve daha pek çok konuda Z kuşağının katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Bu kuşağı bu şekilde istihdam edip diğer kuşaklarla köprü oluşturmalarını sağlayarak güç birliğini sağlayacağımızı düşünüyoruz.”

Sema Güral Sürmeli
Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı

 

“Aile şirketlerinin sağlıklı sürdürülebilmesi ve uzun ömürlü olabilmesi için, özellikle yönetici konumundaki aile üyelerinin bu sistemin özüne inerek kaynak ve zaman ayırması, emek koyması gerektiğini hep ifade etmişimdir. Beşinci kuşakların işletmelerinde görev aldığı Helvacızade ailesine bu konudaki evrensel ilkelerin doğru uygulandığını anlıyorum. Mevlüt Bey’in bu çalışmalara önderlik ettiğini görüyor, kendisini coşkuyla alkışlıyorum.”

Şerife İnci Eren
İnci Holding
Uluslararası FBN Yönetim Kurulu Üyesi
TAİDER Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanı

 

“Her zamanki gibi inanılmaz bir vizyonla hepimizin ihtiyaç duyduğu, çok önemli bir konuya eğilerek yol gösterici bir kitap ortaya koymuşsunuz. Önce kendi adıma, ardından ülkem adına teşekkür ederim; çünkü yeni kuşakları anlayamazsak geleceği güvenle inşa ettiğimizden de emin olamayız. Eminim ki bu kitap sayesinde genç kuşaklar kadar bizleri de eğitmiş, özgüvenimizi artırmış olacaksınız. Emeğinize sağlık.”

Prof. Dr. Ercüment Karasulu
Ege Üniversitesi ARGEFAR

 

“Mevlüt Büyükhelvacıgil’in literatür ve kurumsal deneyimi harmanlayarak hazırladığı bu kitapta, şirketlerin kurumsallaşması ve yönetiminde kuşaklar ve kuşaklar arası ilişkilerin boyutları ve önemi profesyonel bir dille kaleme alınıyor. Bu sebeple kitap, sektör ve akademi için başucu kitabı niteliğinde.”

Yard. Doç. Dr. Ayça Can Kırgız
Kent Üniversitesi Öğretim Üyesi

 

“Helvacızade ailesi örneğinde olduğu gibi yeni kuşaklara aile ve iş değerlerini belirli bir disiplin içinde aktarmak, aynı zamanda genç kuşakların karakter yapısı, yetenekleri ve bakış açısına da saygı duyarak onları şirket içinde değerli ve mutlu hissedecekleri bir alanda doğru konumlandırmak ancak stratejik bir bakış açısı ve doğru iletişim ile mümkün olabilir. Aynı bakış açısı şirketin sadece gelecekteki ilk beş, 10 ya da 20 yılını değil 50 yılını ve hatta gelecek bir asrı planlayarak, meyvesini kendilerinden sonraki kuşakların toplayacağı fidanlar dikmek için özveride bulunmaktadır. Ailenin iş yaşamında gösterdiği başarı ve kararlılığın, önceki kuşakların bugünün sağlam temeller üzerinde yükselmesini sağladığı gibi, gelecek kuşaklara seçtikleri yolda güvenle ilerlemeleri için ışık tutacağı aşikârdır.”

Yard. Doç. Dr. Zeliha Üstün Argon
Necmettin Erbakan Üniversitesi

Karikatürlerle Kuşaklar

“GELENEKÇİLER” Kuşağı

Kayıp Kuşak, Sessiz Kuşak: Gelenekçiler

1900 ve 1945 arasında doğan bu kuşak gaziler, unutulmuş ve ihmal edilmiş, sessiz, ahlaki anlamda uzmanlaşmış, teknolojiye bağlantıları sadece radyoyla olanlar olarak da anılıyor.

“Y” Kuşağı

Bilgi Çağının Kuşağı: Y

1981-2000 arasında doğana “Y kuşağı” denmesinin her ne kadar alfabetik dizgiye uyulması olduğu düşünülse de gerçekte Y kuşağının anlamı İngilizce’de “why” “niçin” kelimesinden gelmekteydi; çünkü bu kuşak her konuyu sorguluyor, kolay inanmıyor, mantık arıyor ve “neden” diye sorguluyordu.

“BABY BOOMER” Kuşağı

Tanımlı İlk Kuşak, Baby Boomer, Nüfus Patlaması Kuşağı

Savaş sonrasında, 1946’dan itibaren doğanlar, 1950’lerle birlikte büyük bir değişime tanık oldu. Yaş aldıkça yepyeni fikri akımlarının, haz odaklarının ve başkaldırı hareketlerinin doğuşunu görüp kah bunların merkezinde yer aldılar, kah seyirci kaldılar.

“Z” Kuşağı

Yakın Geleceğin Hâkimi: Kristal Kuşak, Z Kuşağı

Kuşakları harflerle simgeleme eğilimi, 1981 ve sonrası doğumlulara Y kuşağı adını verdiğinde, bir sonraki kuşağın ismi de kendiliğinden belirmiş oluyordu. 2000 yılı sadece miladi takvime bağlı yuvarlak bir rakamı değil, dünyanın önemli kırılmalar geçirdiği bir dönemi de işaret ettiği için toplum gözlemcileri yeni kuşak dönemini telaffuz etmekte gecikmedi. 2000’den sonrası doğanların en yaşlısı 2021 yılı baz alındığında 21 yaşında.

“X” Kuşağı

Teknoloji Kuşağı: X, Kayıp Kuşak

X kuşağı, bir bakıma kuşaklar arasındaki farklılıkları ortaya çıkartan ilk kuşak oldu.

“ALFA” Kuşağı

Doğuştan Dijitaller: Alfa Kuşağı

2010 yılından sonra doğan ve sürekli internete bağlı olan Alfa kuşağı tüm dünyaya kısa bir sürede erişebilir.

KİTABIN ÖNSÖZÜNÜ OKUYUN

İmza yetkisini babasından 15 yaşında almış, 41 yıllık iş deneyimine sahip biri ve 130 yıllık geçmişi olan, beş kuşağın bir arada yaşayıp çalıştığı bir aileyle, şirketin üyesi olarak, 2001’den beri aile şirketlerinin geleceği üzerine çalışıyorum. Bu çalışma hem fiilen girişimci ve yönetici olarak hem aile anayasası üzerine yaptığım akademik incelemelerle hem de iş dünyasına yönelik verdiğim konferanslarla sürüyor. Bunca deneyim sonrasında kuşaklar arası ilişkilere stratejik yaklaşmanın aile şirketlerinin geleceği için hayati öneme sahip olduğuna kuşkum kalmadı. Bu yüzden de kuşakların özellikleri ve kuşak çatışmalarının kaynaklarını sorgulayan ve çok önemsediğim bu kitapla ilgili birkaç noktayı vurgulamalıyım. Aile şirketlerinin, girişimcilerin, iş adamlarının, profesyonel yöneticilerin bugün ve yakın gelecekte çözmesi gereken sorunlar sanıldığından daha büyük görünüyor ve sayıları giderek artıyor. Farklı kuşakların bir arada olduğu, başarılı bir işyerini inşa etmede kuşaklar arasındaki farkı anlayabilmek de bu sorunların altından kalkabilmenin temelini oluşturuyor.

Her kuşağın yaşadığı zaman dilimine özgü öncelik, beklenti ve inançları var. Bunlara çalışma tarzlarını biçimlendiren kendilerine has deneyimler de eklendiğinde, kişilikler iyice belirginleşiyor. Ne var ki, farklılıklar bunlarla da kalmıyor. Akıp giden zaman içinde birbirine eklemlenen ve özellikle köklü aile işletmelerinin varlık nedeni haline gelen yeni kuşaklar, belirgin zihniyet ve davranış kodu farklılıklarıyla aramıza katıldıkça, işletmeye güç katması gereken aile bağları birincil sorun kaynağı haline gelebiliyor.

Bu evrensel bir durum. Okuyacağınız sayfalarda her bir yaş kuşağı, bu kuşakların sosyo-ekonomik deneyimleri ve bu deneyimlerin çalışma ve liderlik tarzlarını nasıl etkilediğine ilişkin görüşler ile dünyada ve Türkiye’de yapılmış araştırmalardan çıkan bulguları derlememin nedeni de aslında hiç de içinden çıkılmaz bir durum olmadığını göstermek istemem. Yeter ki içinde bulunduğumuz durumu doğru tahlil edelim ve geleceği ancak canımızdan çok sevdiğimiz sonraki kuşaklarla el ele ve birlikte inşa edebileceğimizi kabullenelim.

Kuşaklara, onları anlama amacıyla baktığımızda karşımıza özetle şu tanımlamalar çıkıyor:

Gelenekçiler / Emektar Kuşak (1900-1945 doğumlular)

İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki sıkıntılı dönemlerde büyümüş olan bu kuşak üyelerinin deneyimlediği ekonomik ve politik belirsizlikler onları çalışkan, finansal olarak ölçülü ve tedbirli olmaya yönelttiğinden risk toleranslarının pek fazla olmasını beklemiyoruz. Emektar kuşak için kurumsal sadakat hayati önem taşır. Otorite ve çalışkanlığa saygı duyarak ve her zaman denetlemeye önem vererek liderlik anlayışına yöneltecek tüm yolları açarlar. Tüm bunları yaparken kural koyucudurlar ve bu kurallara da en başta kendileri uyar.

Baby Boomer / Nüfus Patlaması Kuşağı (1946-1964 doğumlular)

Bir kısmı savaş sonrası dönemin bereketli, sağlıklı ekonomisi içinde yetişmiş, bir kısmı ise ülkelerin farklı dönemlerinde siyasi ve finansal krizler ile başa çıkmıştır. Kendini merkeze alan bir kuşağın üyeleri olarak girişimci ve kurucu olmuş, devamlılığı sağlamışlardır. Çekirdek aile bireyleri olan bu kuşak, dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünmüş, yaşam tarzının özeti “çalışmak için yaşamak” olmuştur.

X Kuşağı / Kayıp Kuşak (1965-1980 doğumlular)

Boomer kuşağının gölgesi ve etkisinde büyüyen X kuşağı, iki neslin yapılacak işler listesiyle yetiştirilmiş ilk kuşaktır. Ebeveynlerinin şirketleri için büyük fedakarlıkta bulunduğuna tanıklık eden X kuşağı, çok ama çok önemli güçlü bağımsızlık, esneklik, uyumluluk davranışları geliştirmiştir. Fakat bu durum değerleri konusunda aynı olmamıştır. Çok çalışmak için yaşayan Boomer kuşağının aksine X kuşağı dünyaya daha farklı bakarak “yaşamak için çalışır”. Bazı şirketlerde bu kuşak hiç doğmamış bile olabilir.

Y Kuşağı / Bilgi Çağı Kuşağı (1981-2000 doğumlular)

Bir sonraki büyük kuşak olarak görülmektedir. Her girdiği yaşam evresini dönüştürecek kadar çok sayıda kişinin olduğu, son derece güçlü ve dinamik bir gruptur. Y kuşağının anlamı İngilizcede “why (niçin)” kelimesinden gelmektedir. Her konuyu sorgulayan bu kuşak kolay inanmaz, her zaman mantık arar ve sürekli “neden” diye sorgular. Y kuşağı üyelerinin hayatının önemli bir parçası bilgisayardır; çünkü internetle büyüyen ilk kuşaktırlar. Birbirine ağlarla bağlı şekilde sürekli etkileşim halindedirler. Bu kuşağın çalışanları gelenekçi ve baby boomer kuşaklarının hayal bile edemeyeceği türden ağ iletişimi, çoklu işlem yapma ve küresel görüşlü becerilerle iş gücüne katılır. Anında mesajlaşma, kısa mesaj gönderme, blog’lar, özellikle çok oyunculu oyunlar gibi sosyal medyanın gelişimi, X ve Y kuşaklarını diğerlerinden farklı kılan, yeni ortak çalışma becerileri ve tarzları oluşturmuştur. Bu nesil okuyan, araştıran, yenilikçi, hakkıyla hakkını veren bireylerden oluşmaktadır. Eğitim seviyeleri yüksek olduğu için diğer kültürlerle etkileşimleri oldukça kolaydır. 21. yüzyılın gençlerinden oluşan Y kuşağı, kendilerini akıllı, eğlenceli, girişimci, inovatif, enerjik ve komik sıfatlarıyla tanımlamaktadır. Y kuşağı herkesin kazandığı, güçlenme yıllarında büyümüş ve gelecek planları yapan ebeveynler tarafından yetiştirilip iş hayatına kazandırılmışlardır. Koruma ve güven duygusu ile ailelerine yaklaşan Y kuşağı aynı zamanda kendi seçimlerini yapması konusunda yüreklendirilmişlerdir. Kendi görüşlerini ifade etmekten çekinmeyen bu kuşağın üyeleri, otoriteyi sorgulamayı da öğrenmiştir. Y kuşağının temelini “her zaman daha fazlasını beklemek” oluşturur. Daha fazlasını almalarının şart olduğunu düşünmeyen bu kuşak, konu çalışma hayatına gelince “işverenler daha fazlasını vermelidir” diye düşünür. Tüketim ekonomisi içinde büyütülen ve sıkı birer tüketici olan Y kuşağı üyeleri, sanılanın aksine yaratıcılıklarıyla da üretime yatkındır.

Z Kuşağı / Kristal Kuşak (2001-2010 doğumlular)

Henüz çocukluk ve gençlik çağını yaşayan Z kuşağı, derin duygusallıkları ile kristal kuşak olarak adlandırılıyor. Teknoloji ile doğup küçük yaşta dünyayla entegre olan Z kuşağı, yaşça küçük olmalarına rağmen dünyayı keşfetmiş ve bazı eski kuşaklardan bile daha donanımlı durumdadır. Z kuşağı bir yandan da çok eleştiriye maruz kalmaktadır. Gerçek dünyayla pek ilgileri olmasa da sanal alemde yetişkinlerden daha fazla kişi tanımakta ve her kültürden insanla iletişim kurabilmektedirler. Önceki kuşaklar gibi sokağı, hayatı tanımazlar. Alışverişlerin bile internet üzerinden yapıldığı dönemde, sokağa ihtiyaç bile duymazlar. Ama bu durum onların suçu değil. Gelişen teknoloji ile dünya küçülmekte ve sanal bir dünya oluşmaktadır. Teknolojinin çok hızlı ilerlemesi de kuşak farkını hiç olmadığı kadar hızlandırmaktadır. Aralarında üç beş yaş olanlar için bile kuşak farkından bahsetmek mümkündür. Z kuşağının en yaşlısı 17 yaşındadır ve onlarla daha küçükler arasında bile kuşak farkı oluşmuş durumdadır.

Alfa Kuşağı (2010’dan sonra doğanlar)

Bazı kaynaklarda 2010’dan sonra doğanlar Alfa kuşağı olarak tanımlanıyor. En büyüğü henüz yedi yaşında olan bu kuşağın üyeleri akıllı telefonsuz, bilgisayar ve internetsiz bir hayat bilmiyor. Y, Z ve Alfa kuşakları ile birlikte eğitim kurumları ve kişilerin hayata atıldığı üniversiteler, şirket yönetimleri ve insan kaynakları birimleri yeni kuşakları anlama, öğrenciyle çalışanları elde tutma ve bağlılıklarını artırma stratejileri üzerinde çalışmaya başladı.

Özetle bundan sonra gelecek ve her beş yılda bir yeni bir tarz göreceğimiz bir yüzyıldayız ve şunu hiç unutmamalıyız: İyi eğitim almış, iyi büyütülmüş aile bireyleri, ailelerine ve kurumlarına bağlılığını mutlaka devam ettirecektir. Aksi düşüncelerin doğru olmadığını düşünüyorum. Bu kuşakların özelliklerini iyi anlayan, izleyen ve gözleyen yönetici ve liderler her zaman kazanacaktır. Karşılıklı olarak kurulacak ilişkiler, yeni kuşakların performans ve iş verimliliğini artıracaktır. Genç kuşaklar yaratıcı zekâsı, inovatif ve analitik bakış açısıyla şirketlerin başarı grafiğini yükseltecek, kurumsal devamlılığa katkı sağlayacaklardır. Kuşaklar ve şirketler arasında kurulacak bu ahenk sayesinde mutluluk, başarı ve kazanç paylaşıldıkça daha da artacaktır.

Başta Z kuşağı olmak üzere tüm yeni kuşaklar hayatta her şeyin mümkün olduğuna inanmaktadır. Daha önce yapılmamış iş ve projelerle atılım yapmayı hedefleyen liderlere düşen en büyük görev, bu kuşakları kucaklayan yeni stratejiler geliştirmek ve eğitime önem vermek olmalıdır. Her zaman söylediğim, zaman zaman da farklılığını gördüğüm tecrübe konusunu da ele aldığımızda ortaya farklı bir sonuç çıkmıyor. Tecrübeli kişilerin birikimleriyle yeni kuşaklar arasındaki bağın ve dengenin sağlanması, iş koşullarının kişilerin durumlarına göre özel olarak düzenlenmesi, büyük fark yaratacak ve başarıyı ortaya koyacak. Bu kuşaklarla kurulacak ilişki tıpkı şu an gündemimize girmiş olan kişiye özel ilaç gibi özen gerektirecektir.

Yeni kuşakları anlamaya çalışırken dönüp gelenekçi ve baby boomer kuşaklarının temsilcisi olan kendimize baktığımızda hazin bir tabloyla karşılaşabiliriz. Yıllardır sürekli çalışmaktan dönüp kendimize hiç bakamamış olmamızın sebebi genellikle çok büyük sorumluluklar yüklenmemizdir. Kurucu girişimci kuşaklar tarafından bize yüklenen misyonu her zaman gerektiği gibi taşımak, bizden beklenenleri başarmak ve her koşulda sürdürmek zorunda kalmışızdır. Bu misyonu tek doğru olarak kabul eden ve sürekli çalışan bu kuşaklar, kendileri için yapamadıklarının farkında bile olmamıştır. Hayırlı bir evlat olma hedefiyle başlayan bu süreçte, yaşam şeklinden evliliğe kadar tüm yetkileri elinden alınmış, özgürlüğü kısıtlanmış, gençliğini yaşamamış kişilerle karşılaşırız. Bu silsile iyi aile babası olma, toplumda saygın bir yer edinme gibi toplumsal kodlamalarla devam ederek kişiyi her taraftan sarmalar. Hiç kendisi için yaşamamış, tamamen işe ve başkalarına adanmış, hata yapma hakları olmayan kişilere dönüşen bu kuşaklar bedeli gençliği, hayatı ve bireysel mutluluğuyla ödemiştir.

Ne yaparsak yapalım, yeni kuşaklardan da aynısını bekleyemeyiz. Kuşakların yaşadığı bu değişim, belki üzülerek andığımız kuşaklar için de bir fırsat olabilir. Kimsenin, hele ki yeni kuşakların hiç anlayamayacağı kadar zor süreçlerden geçen bu kuşaklar için de değişim ve istediğini yapma zamanıdır artık. Bu kitabı farklı kuşakların birlikte, keyifle okuması ve faydalanması için yazdım. Yeni kuşakları çocuk olarak değil de kendinden daha çok bilgiye sahip, cevval iş ortakları olarak görenlerin okurken daha büyük keyif alacağını umuyorum. Unutmayalım ki çatışmanın önlendiği, hayatın ve gelecek hayallerinin paylaşıldığı bir aile işletmesi, başarıya yürüme yolunda en önemli engellerden birini geride bırakmış demektir.

Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil
New York, 2016