Helvacızade Grubu ve Zade Global CEO’su Dr.Mevlüt Büyükhelvacıgil, COVID-19 ile beraber bulundukları sektörle ilgili genel değerlendirmeyi Fortune Türkiye’ye yaptı. Büyükhelvacıgil, hammadde üretimi ve tedariğinin eksiksiz bir şekilde sağlanmasıyla ihracat ayağında COVID-19 salgınının Türkiye için ek fırsatlar yaratabileceğinin altını çiziyor.
Covid-19 öncesi ve sonrası ABD’de pazarın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sosyal sorumluluk felsefesiyle doğan Zade Vital olarak Anadolu’nun bereketli topraklarından filizlenen geleneksel tohumlarımızı modernize edip katma değerli doğal besinlere dönüştürerek Amerika dahil olmak üzere 15 ülkeye taşıyoruz.
Bugün OTC pazarında rakamlara baktığımızda dünya üzerinde 300 milyar USD büyüklüğündeki pastanın en büyük dilimi 40 Milyar USD ile ABD’ye ait… 29 milyonu aşan nüfusuyla bu kıtada yaşayan insanların %77’si ise besin desteklerini tercih ediyor. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü raporlarına göre ebeveynlerin %85’i çocuklarının tedavisinde, yetişkinlerin %93’ü doktora gitmeden önce OTC desteklerine başvuruyor. ABD sağlık sistemi bizden oldukça farklı ve pazarın rekabete açık olmasından dolayı oldukça hassas aksiyona geçilmesi gereken bir özelliğe de sahip…
ABD pazarının mevzuatları gereği besin destekleri; zincir eczanelerde, doğal sağlık ürünü satan mağazalarda, vitamin dükkanlarında, online platformda ve kişisel bakım mağazalarında insanlarla buluşuyor. Bağımsız eczanelerin sayısı oldukça az. Dünyanın en büyük online ticaret platformlarından Amazon’da neredeyse 100 bin adet besin desteği seçeneği var. Rekabet koşullarının yüksek olduğu bu pazarda kabul görmeniz için geliştirdiğiniz ürüne güvenmelisiniz. Pazarda, sıkı bir denetim söz konusu, kalite sorunları, hizmet aksaması ve istikrarsızlık gibi etkenlere imkan tanınmıyor.
Küresel ölçekte yaşadığımız pandemi sürecinde ABD’de de tüketici tercihleri, online alışveriş kanallarına doğru biraz daha da evrilmiş durumda… Güvenimiz, know-how’ımız, uzmanlığımız ve Ar-Ge’deki üstünlüğümüzle kısa süre içerisinde ABD merkezli e-ticaret devi Amazon’a 2019 yılında listelenmeye başladık. 100 bin kutu yani 5 milyon 800 bin kapsülle girdiğimiz ABD pazarında tüketicilerin Türk tohumlarından üretilen doğal ürünlere ise yoğun bir ilgisi mevcut. COVID-19 salgınıyla beraber bağışıklık sistemini dengeleyen, vücut direncini destekleyen ürünlere karşı yüksek bir talep doğduğunu belirtmeliyim. Hatta ABD’deki eczanelerde sunulan koronavirüs korunma paketlerinde C vitamini ve çinko içeren Sambucus (karamürver ekstreli) ürünümüz de yer almaya başladı. Dünyaca tanınmış doktorlardan Prof. Dr. Mehmet Öz’le bağışıklık sistemi üzerine çok anlamlı ortak bir çalışma yürütüyoruz. Mehmet Öz ve Doç. Dr. Halit Yerebakan, Zade Vital ürünlerimizin güvenilirliğini ve faydalarını dünyaya anlattı.
Dünya artık hasta olmadan önce hastalıktan korunmaya önem veriyor. Bu pandemi süreci de bizlere hastalıktan korunmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Covid-19 salgını ile beraber Türk pazarında nasıl farklılıklar gözlemliyorsunuz?
Sağlık sektöründe bulunduğumuzdan dolayı bu dönem stratejilerinde hızlı bir şekilde aksiyon almanın önemli olduğunu düşünüyorum. Üretim ve tedarik zinciri planlamalarında kısa sürede kararlar alarak hayata geçirdiğimiz bir dönemdeyiz.
Pazar dinamikleri ve tüketici alışkanlıkları bu süreçte an be an değişiklik gösterebiliyor. Dünya üzerinde sağlık alanındaki güvenirliliğini kanıtlamış bir marka olarak pazar payımızda büyüme kaydettiğimiz söylebilirim. Tüketici bugün gündelik ve öncelikli ihtiyaçlarına kanalize olmuş durumda…
Ekonomist kimliğinizle ihracatta önümüzdeki dönem bakış açınızı alabilir miyiz?
Salgın bir satranç oyunu gibi tüm dünyadaki ekonomi ve güç dengelerinin değiştiği bir yamacın üzerinde duruyor. Pandemi ile beraber ABD’de tüketici güven endeksinin düştüğü bu dönemde harcama eğiliminde yavaşlama olacağı öngörülmüştü.
Tüketici alım trendlerinin gerçek anlamda mutasyona uğradığı bir süreç yaşıyoruz. Dünyada aile bireylerinin taleplerindeki azalmayla beraber ihracat oranının bu dönemde karşılaşacağı olası düşüşler, doğrudan satış grafiklerine yansıyabilir. Kara taşımacılığında ülke sınırlarında alınan karantina tedbirleri, ihracata hem uzun hem de kısa vadede etkileri olacağını düşünüyorum.
ABD’nin sağlık sektöründe eczane kanalına baktığımızda en büyük eczane zinciri CVS, yıllık cirosunu yaklaşık 50 milyar USD olduğunu açıkladı. Bu cirolar karşısında bağımsız eczanelerin yaşaması çok zor. Dünyada ve ülkemizde wellness harcamaları ve dolayısı ile OTC sektörü hızla büyüyecek. Yurtdışında artan talep doğrultusunda yapılacak hamlelerle ihracattaki ölçeklerini belirleyerek bir yol haritası çıkarmanın kritik bir önem taşıyacağına inanıyorum. Ülkemiz yerli hammadde konusunda çok zengin bir kaynağa sahip. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre kullanılan farmasötik ilaçların %25’i tıbbi bitkilerden imal ediliyor. Türkiye bitki zenginliği ile global pazarı domine edebilecek güçte… Bu anlamda hammadde üretimi ve tedariğinin eksiksiz bir şekilde sağlanmasıyla ihracat ayağında COVID-19 salgını sonrası ülkemiz için ek fırsatlar olabilir.